Huzur-u Mahşer'de Hesap Sorulur

Huzur-u Mahşer' de hesap sorulur,
Biz sormayız hakkımız hep helaldir.
Kötü günler yaşadıysak unuttuk,
Hatıralarımız hoştur, güzeldir.

Haksızlığa uğradıysak unuttuk,
Dar ağacın' boyladıysak unuttuk,
Kabımızı sanma harama tuttuk,
Bize helal, bilmeyene vebaldir.

Nereye baktıysak orda göründü,
Nice kıyafete girdi, büründü,
Kapatınca gözü, serde göründü,
Anlamadı Said bu nasıl haldir.

Terazide Durur Akl ile Gönül

Terazide durur akl ile gönül,
Akıl ağırdır aşktan bîhabersen.
Beyhude geçer yaşadığın ömür,
Belanı bulunca firar edersen.

Zannetme bu dünya sana yar olur,
Dostun her zaman yanında var olur,
Ah ü zar ile terk-i diyar olur,
Yaptığın hayırdan riya güdersen.

Marifet değildir taç ile postta,
Şüpheye düşmeyesin bu hususta,
Hatırlarsın Hakk'ın Bezm-i Elest'te,
Sunduğu Bade-i Aşk'ı tadarsan.

Said'im bu yolun sonu pir ü pak,
Gafletten çevir yüzünü yare bak,
Zor değil, olursun Ahmed'e Burak,
Ömrünü bu aşk yoluna adarsan.

Bir Güzel Müdavim Oldu Gönlüme

Bir güzel müdâvim oldu gönlüme,
Her ziyaretinde bâde getirir.
Doldurur kadehi koyar önüme,
Bu bâdeyi içen aklı yitirir.

Muhabbet baldan tatlıdır güzelle,
Tarif edilemez hiç bir misalle,
Avutur gönlümü bin bir masalla,
Giderken benliğim' alır götürür.

Çıkar gelir yine bir gün habersiz,
Gömleği düğmesiz, beli kemersiz,
Yakar yüreğimi közsüz, kömürsüz,
Ocaktan alır yatağa yatırır.

Gönül evimde misafir ederim,
Kalbi kırılmışsa tamir ederim,
Bu hisleri nasıl tabir ederim,
Kaburgalarım' kalbime batırır.

Bilemezsin benle hemhal olmadan,
Bir güzelin kollarında ölmeden,
Ben daha yarıya bile gelmeden,
Şişeyi kafaya diker bitirir.

Şüphe etmem ondan bakmam kuşkuyla,
Mest ü hayranım güzelin aşkıyla,
Said saz çalıp söylerken coşkuyla,
O seyreder baş köşede oturur.

Kurban Olduğum Güzel

Kurban olduğum güzelin,
Haberin' aldım yoldaymış.
Vakti bilinmez ecelin,
Defteri Azrail'deymiş.

Ne tekmede ne tokatta,
Ne tabanca ne tüfekte,
Bir yara var bu yürekte,
Nefsin hançeri dildeymiş.

Elin' sürersen harama,
Said muradın alama,
Uzakta boşa arama,
Hakk'ın zîneti kuldaymış.

Aşk Yolu

İnkar eden kaldı cahil,
Çok sorulup az biline.
Aşkı bulan verdi meyil,
Çok bilinip az söylene.

Bahar geldi düştü cemre,
Bir güzele olduk emre,
Ferman geldi uyduk emre,
Meşk edilip saz çalına.

Münkire lâl ettik dili,
Yine de uzattık eli,
Zulm ile olduk çileli,
Susuz aç bîilaç kalına.

Sözümüz ağyare değil,
Avuntumuz hûri değil,
Merhem bize çare değil,
Yaramıza tuz çalına.

Cebinde az eyle pulu,
Hak eylesin kabın' dolu,
Said'im bu yol aşk yolu,
Çok ağlanıp az gülüne.

Olur İsen Müsebbib-i Tebessüm

Olur isen müsebbib-i tebessüm,
Methiyeler düzülürmüş deftere.
Sebebiysen bir damla gözyaşının,
Nafileymiş, tövbe etme boş yere.

Bilirsen kim Müsebbib-i Hakîkî,
Bilirsen kim cümle mülkün Mâlik'i,
Kim olur ise bu yolun sâliki,
Yâr olurmuş Hazret-i Peygamber'e.

Gafil olma, birdir cümle mahlukat,
Haset etme, cana verme tahribat,
Görür isen sır değildir hakikat,
Nefsini bil, kendin' vurma zincire.

Sorar isen Said' in derdi nedir,
Ettiği nasihat hep kendinedir,
Unutma sakın bu dünya fanidir,
Bugün yarın yolun düşer kabire.

Ölünce Mi Uyanırsın

Ölünce mi uyanırsın,
Uyanınca mı ölürsün ?
Gözlerin açıkken değil,
Kapalıyken ne görürsün ?

Aç kalbini, boş taşıma,
Talib isen düş peşine,
İnkar etme boşboşuna,
Görünce pişman olursun.

Said' e bir haller oldu,
Gizli bir hazine buldu,
Toplanıp yola koyuldu,
Haberini tez alırsın.